27 Şubat 2014 Perşembe

senden bana

dr.dr.dr. sen uslanmazsın...hiç birimiz nimet değiliz...anlamak yetmez bakış yetmez ama göbek atmak yeterliyse ..olumsuz her cümlen sönmemiş bir volkan gibi...sosyolojiyi niye sevmiyorum biliyor musun ? çok yeni bir bilim ve temel prensipleri hk.da net fikirler yok hele bizim gibi ülkeler için ayağının biri doğuda biri batıda tüm fikirler ve duygular eninde sonunda tam ortadan yırtılıyor tabi bu arada çok bacak arası yırtılıyor bu son cümle erkekler içinde geçerli bir dışavurum...hadi toplumu çözemedik psi.analizler yapalım birey üzerinden ondada freud u aşan yok jung adler fromm psi .biraz o temel prensipleri olmayan dediğim sosyolojıyle sosladılar ...geldik yine ''bana biraz annenden bahset''döngüsüne...etrafına bak hep afra tafra sanki her yaşananı sadece kendi yaşamış pozlarında insanlar ..eski yıkık dökük fikirlerine panjur klima takarak modernleştiren ahmaklar..ya baksana eskiden mektup diye bişey vardı ajite etmiyorum hani yazardık bazen 2 satır bazen 20 sayfa..gönderirdik cvp beklerdik..şimdi anında kes-kopyala-yapıştır ..o beyaz kağıtlara neler yazardık belki şimdi benim yaptığım biraz o ..aslında okuduğumuz dinlediğimiz baktığımız çoğu şey genelde çözümden üretimden ne kadar uzak ...sonuçsuz süslü cümlelelerin tuzağından kurtulmayı bekleyen böcekler gibiyiz..çoğu şeyden kaçıyoruz ve kaçtıklarımız hep ensemizde...kur yapanların iltifat edenlerin değil küfür edenlerin yok sayanların küçümseyenlerin peşindeyiz...ne dersen de aşkta sevgide dostlukta siyasette hayattan bağımsız düşünülemez aslında bir bütün içinde muazzam bi uyum var ama biz içinden cımbızlayıp bir şekilde hayatımızı bok ediyoruz bu konuda başarılıyız yitip gidene kadar...belki bize eş değil arkadaş lazım yani her zaman tatlı ve derin sohbetler edebileceğimiz ve ayrıldıktan sonra da tadı damağımızda kalacak ve bize yetebilecek...inanarak yapmak- bırak teoriyi eylem bile yetmiyor artık- bazen inanarak yapmak gerçek bu...yaşamak için yiyenler yemek için yaşayanlar arasında ki fark gibi...bu mekanik hayattan bir şekilde kurtulmak lazım canlı olan herşeye özlem bu yaşayan nefes alan...karnından konuşanlara inat birgün fazla yaşamak ne bileyim hayatın kendisi sanat ...sanat denilende doğanın kaba bir yansıması...olrikli niçeli kamulu alıntılı yazmadım çünkü türkçe düşünüyorum ve kendi toplumumla milletimle dinimle barışık yaşamak istiyorum teoriden ve siyasetten uzak..birşeyleri kırıp dökmeden yapmak doktor kırdıktan sonra ehemniyeti yok telafiside... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder