19 Temmuz 2014 Cumartesi

khaos


Gel … Vakit akşamüstü. Kavuşmaya çeyrek var, kısa bir zaman dilimi bu. Özlemli başını daya kapıma. Sevdalı sözlerinle sıva düş evimizin yıldızlı duvarlarını. Karalarken adımı beyaz sayfalara dudaklarındaki çiçekli gülümseyişle tut ellerimden. Her gece gökyüzünde buluşmak varken ağlamak niye… Hadi bir yıldız tut semalardan, bir tane daha. En ışıltılı yıldızlardan taç yap gece mateminde uzayan saçlarıma… Yap ki aydınlansın gelecek günler, zerre kadar karanlık olmasın. Saçlarıma ör düşlerini. Bahar çiçekleriyle bezenmiş sevdanı giydir tenime. Alev alev yansın mısraların şiirlerinde, ezberlet dudaklarıma sevdayı, sönme.

Sevda kılığında gelen zehir hüzünlerini unut darağacında. Sabrın çiçeklerini bırakırken ellerine, toprak olmak için acele etmeyelim. Yaşat bestesi sevda olan yüreğimi. Babalı doğsun analı büyüsün düşlerimdeki kız çocuğu… Mavi bilyelerin içindeki tükenmemiş hayatı yaşamak nasibim olsun.

Tut kolumdan çevir, “gitmek için gelmedim” de… Canım acısın bırak. Bırak ağlaşalım… Kaybolmuşlukların içine batıp gitsen de günahımdan temizle kendini. Yüreğini kanatan dikenlerin hesabını sorma gül’den. Teslim ol kanamalı acıtan gecelere… Yaşlı gözlerin okşarken saçlarımı, gülümse… Can evinden vur beni. Yüreğime su serp hadi.

Dertlerin artsa da kapının önünden geçse de yalnızlığın, aldırmasın yüreğin. Kirpiklerinin ucundaki son bakışınla bakma sakın bana. Sevdanın en koyu demini doldur gözlerine. Tebessümün çırpınan kanatlarını tak dudaklarına. Adım adım tırman sarıp sarmalayan muhabbet yokuşunu. Her yolu dene yerden göğe kadar yüreğimizin hakkı olan sevdamız için.

Ve sorma bana sevda hayatın neresinde diye

O dayanılmaz arzunun haşmetiyle,


Sevdanın en koyu demi gözlerinde...

(alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder