20 Şubat 2014 Perşembe

çıngıraklı baston


çağırmayalı uzundur zaman sevgilim

yadırgama sözlerimin üstü kapalı

25 yaşın dayanılmaz yorgunluğu sinmiş

ağır ağır ilerleyen dengesiz bir minibüs gibi hayat


dün muhalif bekarlar, bugün evli devlet adamlarıydık

tramvaylarda mahşeri ramazan kalabalığı ve

âh sevgili Tanrım! seslenişim gücendirmesin ama

Hepimiz leş gibi ter kokuyorduk, affet


kuracağım hiçbir cümleyi sevemem sevgilim

garipseme buyruklarımı hiçbiri ilahî değil

gözlerine bakıp geçecek diyemem

otuzuma gelince ölecek gibiyim, sabret.


biz en çok mesihliğe oynarız atımızı

ezilmişlik bizi yüceltir, sokaklar daralırsa da

derin bir nefes al ve asla verme elini

zindandan yazarsın şiirlerini, az gayret.


bu gecenin bana uyku getireceği yok sevgilim

güneşi bekleyeceğim, çözülecek belki örgüleri

25 yaşımın kırışıklığı düşüncelerim gibi

terk etmeye hazırım ekmek teknesini.


saat de bekliyor geleceğini

otuzuna varınca ölecekmişim sanki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder