28 Şubat 2014 Cuma

3

Yeni bir ev... Yeni bir sabah... Yeni bir ülke... Kahvaltı masasında üzerine taze kekik ve sızma yağ dökülmüş bir kara zeytin tabağı, kurutulmuş domates ve beyaz peynirle kızartılmış bir simit... Yeni bir ülkeyle tanışmanın sevincini paylaşabildiğiniz gözleri gülen bir sevgili... Yalnızlığı her hücrenizde hissettiğiniz, zorlu bir mücadele ve kıran kırana savaş verdiğiniz iş hayatınızın bitimsiz bela gecelerinden birinde alnınızı okşayan “hayatta” bir anne... Yapamayacak bile olsa “Sen dert etme, ben hallederim” diyebilen “hayatta” bir baba... Saçlarınızla kuaförcülük oynayan ya da minicik ellerini boynunuza dolayan bir evlat, yeğen, kuzen, arkadaş çocuğu... Tertemiz, mis gibi kokan ve size ait bir yastık... Görebilen gözler, gacır gucur ses çıkarsanız da hatırlayabildiğiniz şarkıları söylemenize ve derdinizi anlatmanıza sebep konuşma yetisi... İşitebilmek... Ve hepsinden önemlisi hayatta olabilmek... Ölüm dışında her şeyin çaresi var... Her şeyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder